Fırat-Dicle havzasının su potansiyeli belirlenmesi ve iklim değişiminin etkisi
Abstract
Dicle- Fırat havzası Ortadoğu'da önemli su kaynaklarından biridir. Bu havzada iklim değişikliğinin su kaynaklarına etkisi giderek önem kazanmaktadır. Bu çalışmada, kırk beş alt havzadan yeterli hidro-meteorolojik veri tespit edilmiştir. Mann-Kendall'ın eğilim denetimi, 30 yıl veya daha fazla debi verilerinin mevcut olduğu alt havzadan alınan ortalama yıllık verilerde uzun vadeli zaman eğilimlerini belirlemek için uygulanmıştır. Daha sonra, iklim esnekliği yöntemi kullanılarak tüm alt havzaların yağmur, Ep ve kuraklık göstergesine karşı yıllık ortalama akım duyarlılığı kıymetlendirilmiştir. Eğilim analizine tabi tutulan alt havzaların çoğunda deşarj kıymetlerinde azalma eğilimi olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak, Fırat ve Dicle (F-D) havzası alanlarında istatistiksel olarak %5 düzeyinde anlamlı olma eğiliminde olan ve debi verilerinde daha az önemli olma eğiliminde olan nispeten az sayıda alt havza bulunmaktadır. Çalışmada ele alınan alt havzalarda iklim esnekliği yöntemi ile hesaplanan yağmur duyarlılık faktörü (εp) ve yüzey debi duyarlılık faktörü Ep (εEp) ortalama kıymetleri sırasıyla 1,55 ve 0,55'tir. Buna göre; F-D havzasının yağmurlarındaki bir artış veya azalma, debinin ortalama %5,5 oranında artışa (azalma) neden olurken, Ep'deki bir artış veya azalma, akışta ortalama %5,5 oranı bir artış veya azalmaya sebep olacaktır. Ancak, εp'nin ortalama kıymeti, ǀεEpǀ'nin ortalama kıymetinden daha büyüktür. Bu ise da akının p'ye duyarlılığının Ep'den daha büyük olduğunu gösterir. Öte yandan, alt havzalardaki Debinin kuraklık göstergesi duyarlılık faktörünün (εØ) ortalama değeri 1,66 olacak. Bu ise kuraklık göstergesindeki bir artışın ortalama 0,6 su debisinin azalmasına neden olacağını düşündürmektedir. Ayrıca alt havzalara ait akımların iklim değişikliği duyarlılık katsayıları (εp, Epǀ) ile debi katsayıları (q/p) ve dolayısıyla iklim değişikliği arasında lineer olmayan ters bağlantılı ilişkilerların olduğu gözlemlenmiştir. Alt havzalarda debi azaldıkça, debi duyarlılığı artacaktır. Son olarak Türkiye genelinde yüksek irtifadan alçak irtifaya doğru p, Epǀ ve kıymetlerinde nispi bir artış olduğu tespit edilmiş olup, akımın iklim değişikliğine duyarlılığının alçak irtifalarda nispeten daha yüksek olduğu anlaşılmıştır. Sufficient hydro-meteorological data has been detected from the five subbasins. Mann Kendall‟s eğilim test was applied to determine long-term time eğilims in average annual data from the sub-basin, where 30 years or more flow data is 107. Then, using the climate resilience method proposed by Schaake (1990), the annual average current sensitivity of all sub-basins against precipitation, Ep, and 104 drought index was evaluated. It was determined that most of the sub-basins subjected to 110 eğilim analysis tended to decrease in discharge values. As a result, relatively few sub-basins in the Euphrates and Tigris basin areas tend to be statistically significant at 5% and less important inflow data. The average values of precipitation sensitivity coefficient (ep) and surface flow sensitivity ep (ɛEp) calculated by the climate flexibility method in the sub-basins discussed in the study are 1.55 and 0.55, respectively. Accordingly, it is not the case. An increase or decrease) in precipitation of the Euphratesdicle basin will result in an average increase or decrease of 5.5% in flow. An increase or decrease in Ep will result in an average reduction (growth) of 5.5% in flow. Here, the average value of ep is more significant than that of £Ep, which indicates that the axle's sensitivity to P is more critical than ep. However, Mcrea's value for the drought index of flow in the lower basins is assessed to be 1.66, which indicates that an increase in the drought index would result in a drop in water flow of about 0.6 on average.Furthermore, nonlinear inverse connections between climate change sensitivity coefficients (ep, Epl and) and flow coefficients (q/p) of sub-basin flows have been observed. Lower basin flows mean more susceptibility to changes in induced flows. After accounting for differences in temperature and humidity, it was found that p. Ep and values increased by a factor of 12 from high to low altitudes in Turkey, and it was understood that the susceptibility of the current to climate change was relatively higher at low altitudes.