Türk dış politikası’nda “merkez ülke” kavramı ve enerji politikası ilişkisi: TürkAkım boru hattı örneği
Özet
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) yürüttüğü dış politikanın temellerinden biri “merkez ülke” kavramıdır. Türkiye’den geçen/geçecek doğal gaz boru hatlarının Türkiye’nin “merkez ülke” olmasına katkı sağladığı ve bölgedeki önemini artırdığı iddiası AKP anlatısında önemli bir yer tutmaktadır. Merkez ülke kavramı, AKP Hükümetleri’nde Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık yapmış olan Ahmet Davutoğlu tarafından ortaya atılmış olsa da AKP anlatısında süreklilik taşımaktadır. Bu çalışma, merkez ülke kavramını işlemselleştirerek Rusya’dan Türkiye’ye doğal gaz taşıyan TürkAkım Boru Hattı örneğinde söz konusu iddiayı sorgulamaktadır. İlk olarak TürkAkım Boru Hattına İlişkin Anlaşma hükümlerini ve Boru Hattı’ndan geçen doğal gaz kontratlarına ilişkin müzakere sonuçlarını incelemiş ve “güç edinimi” ve “ekonomik aktarım hatları üzerinde kurulu olma” değişkenlerinde artış olup olmadığını tespit etmiştir. İkinci olarak, Robert Keohane ve Joseph Nye’in (2012) karşılıklı bağımlılıkta asimetrik gücü ölçmek için geliştirdikleri “kırılganlık” ve “hassasiyet” kriterlerini kullanarak Türkiye’nin “bölgesel politikaları belirleyebilme kapasitesi”ni analiz etmiştir. Bu çalışma, TürkAkım müzakerelerinin başladığı ve sona erdiği 2014-2016 yıllarında taraflar arasındaki asimetrik karşılıklı bağımlılığı tespit etmekte ve müzakerelerdeki dengesizliği ortaya koymaktadır. Makale, merkez ülke kavramını işlemselleştirerek ve AKP anlatısında merkez ülke ile doğal gaz boru hatları arasında kurulan ilişkiyi sorgulayarak alanyazına katkı yapmayı amaçlamaktadır. The concept of “central country” has been one of the foundations of the foreign policy of the Justice and Development Party (JDP). The argument that the natural gas pipelines passing/to pass through Turkiye contribute to Turkiye’s becoming a central country and increase its significance in the region has been important in the JDP’s narrative. Although the concept of central country was introduced by Ahmet Davutoglu who served as the Minister of Foreign Affairs and the Prime Minister in the JDP governments, it has a continuity in the JDP narrative. Operationalizing the concept of central country, the research questions this argument in the case of the TurkStream Pipeline, which carries natural gas from Russia to Turkiye. First of all, it examines the related articles of the Agreement on the TurkStream Pipeline and the results of negotiations on natural gas contracts passing through the Pipeline and determines the extent to which there is an increase in the variables of “acquisition of power” and “to be located within the economic transmission lines”. Secondly, it analyses Turkiye’s “capacity to determine regional policies” by utilizing the criteria of “vulnerability” and “sensitivity”, which were developed by Robert Keohane and Joseph Nye (2012) to measure the asymmetrical power in an interdependence. This study identifies the asymmetrical interdependence between the parties in 2014-2016, when the TurkStream negotiations started and ended, and portrays the imbalance in the negotiations. The article aims to contribute to the literature by operationalizing the concept of central country and questioning the relationship between this concept and natural gas pipelines in the JDP narrative.