Türk hukukuna göre boşanmada manevi tazminat
Özet
Günümüzde nüfus artışı ile birlikte çeşitli faktörler ailelerin kopmasına ve buna bağlı olarak dağılmasına sebep olmaktadır. Aile kavramının önemli olması ülkelerin bu hususta farklı düzenlemeler getirmesini zorunlu kılmıştır. Bu düzenlemelerin amacı aile kurumunun korunması olup hâkime de önemli yetkiler verilmiştir. Türk hukukunda 4721 sayılı TMK’nun 118 ve 494’ncü maddeleri arasında aile hukuku düzenlenmiştir. Böylece
son derece öneme sahip olan aile kurumu koruma altına alınmıştır. İnsanoğlunun tarihin başından beri birlikte yaşama, birlikte olma içgüdüsü taşıması yardımlaşma, dayanışma ve güvenlik gibi ihtiyaçlarının bir sonucu olmuştur. Sağlam bir toplumun oluşması için sağlıklı ailelerin varlığı gerekmektedir. Aile kurumuna önem verilmemesi halinde de o
toplumlarda çöküntü kaçınılmaz olacaktır. Dar anlamda aile karı kocadan oluşmakta olup geniş anlamda ise karı kocanın yanında onların çocukları da dahil olmaktadır. Elbette aile kavramını daha da genişlettiğimizde karı, koca, çocuklar ve onların hısım olarak bağlı olduğu kişileri de dahil edebiliriz.
Çağdaş toplumlar aileye her zaman önem verip bu hususta gerekli düzenlemeleri yapmışlardır. 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 41. maddesinde; "Aile Türk toplumunun temelidir. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır; teşkilatı kurar" diyerek devletin güçlü olması ve toplumun oluşumunda ailenin önemini ve bunun için Devletin aile ile ilgili sorumluluğu belirtilmiştir. Yine İnsan
Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 16. maddesinde, ailenin, toplumun doğal ve temel birimi olduğu, toplum ve devlet tarafından korunacağı belirtilmiştir.
Nişanlılık veya evliliğin sona ermesinin hukuki sonucu olarak taraflar birbirinden maddi ve manevi tazminat talep edebilmektedir. Bu çalışmamızda boşanma hukukunda manevi tazminat konusuna değineceğiz.
Manevi tazminat davalarında, zararın miktarı tam olarak belirlenemeyeceği için elbette bu durumda hâkime takdir yetkisini tanınmıştır. Zira mevcut manevi zararı net bir şekilde belirlemek imkansız olduğundan hakim kendi takdirine göre bir değer belirleyecektir.
Elbette manevi tazminat talebinin kabulü için ortada kişilik hakkının ihlali ve bir zarar olmalıdır. Boşanmanın hukuki sonuçlarının bazısı hakim tarafından resen karar verilirken bazıları ancak talep söz konusu ise karar verilmektedir. Çalışma konusu olan boşanma sonucu istenen manevi tazminat, ancak davacının talebi halinde verilecektir. Manevi tazminat dendiğinde akla manevi zarar gelmektedir. Çalışmamızda manevi zararın ne olduğunu ve hangi durumlarda zarar tazminat istemine sebep olmakta
açıklamaya çalışacağız. Manevi zararın tanımı bakımından da ortak bir payda bulunmamakta farklı görüşler baş göstermektedir. Bu konuda mevcut görüşlere değinecek olursak, tatmin, ceza, telafi, önleme ve caydırma, denkleştirme görüşü olarak belirtilebiliriz. Maddi ve manevi tazminatın veriliş amacı bakımından farklılıklar mevcuttur. Manevi tazminat kişinin ruh sağlığına yönelik saldırının karşılığı olarak verilmelidir. Manevi tazminatın veriliş amacı, kişilik haklarının haksız saldırıya uğramasıyla oluşan
ruhsal sarsıntının iyileştirilmesidir. Bu kapsamda, boşanma sebebine bağlı meydana gelen manevi zararın hukuki niteliği, özellikleri, hangi şartlar sağlanırsa talep edilebileceği, miktarının tespitinin nasıl yapıldığı ve usule ilişkin bilgiler çalışmamızda yer almış, kişilik hakkının ne olduğuna
değinilmiş, Yargıtay kararlarına da değinilerek konu ayrıntılı olarak incelenmiştir. Today, with the increase in population, various factors cause families to break up and break up accordingly. The importance of the concept of family necessitated countries to introduce different regulations in this regard. The purpose of these regulations is the protection of the family institution and important powers are given to the judge. In Turkish law, family law is regulated between articles 118 and 494 of the TMK numbered 4721. Thus, the family institution, which is of utmost importance, has been taken under protection. The instinct of human beings to live together and be together since the beginning of history has been a result of their needs such as cooperation, solidarity and security. The existence of healthy families is necessary for the formation of a healthy society. If the institution of family is not given importance, collapse will be inevitable in those societies. In the narrow sense, the family consists of husband and wife, and in the broad sense, besides the husband and wife, their children are also included. Of course, when we expand the concept of family even more, we can include husband, wife, children and their relatives as well. Contemporary societies have always given importance to the family and made the necessary arrangements in this regard. In the 41st article of the 1982 Constitution of the Republic of Türkiye; "Family is the foundation of Turkish society. The state takes the necessary measures to ensure the peace and welfare of the family, especially the protection of the mother and children, and the teaching and implementation of family planning; it establishes the organization," to ensure the strength of the state and the importance of the family in the formation of the society, and the State's responsibility for the family for this. specified. Again, in Article 16 of the Universal Declaration of Human Rights, it is stated that the family is the natural and basic unit of society and that it will be protected by society and the state. As a legal consequence of the dissolution of engagement or marriage, the parties may claim material and moral compensation from each other. In this study, we will touch on the issue of non-pecuniary damage in divorce law. Since the amount of damage cannot be determined exactly in cases of nonpecuniary damage, of course, in this case, the judge has been given discretionary power. Because it is impossible to clearly determine the existing moral damage, the judge will determine a value at his own discretion. Of course, for the moral compensation claim to be accepted, there must be a violation of personal rights and a damage. While some of the legal consequences of divorce are decided ex officio by the judge, some are decided only if there is a demand. The moral compensation requested as a result of the divorce, which is the subject of the study, will only be given upon the request of the plaintiff. When moral compensation is mentioned, moral damage comes to mind. In our study, we will try to explain what non-pecuniary damage is and in which cases it causes a claim for damages. There is no common denominator in terms of the definition of non-pecuniary damage, and different opinions arise. If we refer to the existing views on this subject, we can be stated as the view of satisfaction, punishment, compensation, prevention and deterrence, equalization. There are differences in terms of the purpose of giving pecuniary and nonpecuniary compensation. Moral compensation should be given in return for the attack on the mental health of the person. The purpose of giving moral compensation is to heal the mental trauma caused by the unjust attack of personal rights. In this context, the legal nature of the non-pecuniary damage due to the reason for divorce, its characteristics, the conditions under which it can be claimed, how the amount is determined and procedural information are included in our study, what is the right of personality is mentioned, and the subject is examined in detail by referring to the decisions of the Supreme Court.