Avrupa Parlamentosunda vatandaşlık söylemleri: popülist vatandaşlık Avrupa vatandaşlığına karşı
Özet
Avrupa’da yükselen aşırı sağ ve popülist siyaset, liberal demokrasiler için bir tehdit oluşturmaktadır. Avrupa Birliği içindeki popülist hükumetler ve destek kazanan popülist siyasi partiler, üye ülkeler arasında birçok konuda çatışmaya sebep olabilmektedir. Bu durum AB’nin meşruiyetini riske atmaktadır. Bu çalışma, Avrupa Birliği’nde popülist söylemin ne derecede yaygın olduğunu anlamak amacıyla vatandaşları en çok temsil eden yapı olan Avrupa Parlamentosundaki farklı ideolojik tutumları araştırmaktadır. Bunun için de liberal demokrasilerin temelini oluşturan vatandaşlık hakkındaki söylemler analiz edilmiştir.
Vatandaşlık, hukuki bir statünün ötesinde devlet ile birey arasındaki ilişkiyi düzenlemektedir. Her ülkenin siyasi ideolojisi ve siyasi kültürü, vatandaşlık normlarını, değerlerini ve pratiklerini şekillendirmektedir. Ulus içindeki vatandaşlık tanımları bazen yerel bazen de ulus ötesi seviyelerdeki etkileşimle dönüşebilmektedir. “Avrupa Birliği vatandaşlığı” diye adlandırdığımız hukuki statü aynı zamanda belli değer ve pratikleri de kapsamaktadır. Avrupa Birliği, liberal, demokratik ve katılımcı bir vatandaşlık geliştirmek isterken yakın zamanda yükselişte olan popülist siyaset neticesinde, vatandaşlık kavramına milliyetçi ve homojen değerler ve beklentiler yüklenmektedir.
Popülist sağ siyasetin otoriter yaklaşımının öne çıktığı bu dönemde, Avrupa Birliği içerisinde vatandaşlık ile ilgili tartışmalarda hangi değerlerin ve pratiklerin ağır bastığı önemlidir. Bu araştırma, 2014-2019 dönemi Avrupa Parlamentosundaki siyasi parti gruplarının vatandaşlığı ilgilendiren konulara dair söylemlerini incelemektedir. Çalışma, Avrupa Birliği liberal vatandaşlık değerlerine karşın alternatif vatandaşlık değer ve pratiklere ne derecede vurgu yapıldığını irdelemektedir. Bunun için de parti gruplarının Avrupa Komisyonuna vatandaşlık konularında verdikleri 171 soru önergesi, içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. Bu önergeler altı farklı vatandaşlık teorisi ve kavramsallaştırmaya göre ayrıştırılmıştır: 1) liberal, 2) cumhuriyetçi, 3) çok kültürlü, 4) kozmopolit 5) Avrupa Birliği 6) popülist.
Liberal demokrasilerin temelinde bireyi, eşitliği ve hakları önceleyen liberal vatandaşlık anlayışı vardır. Aynı zamanda farklılıklara değer veren ve uluslararası seviyede hakları savunan kozmopolit ve çok kültürlü vatandaşlık değerleri de gerek Avrupa
Birliği gerekse demokrasiler için önemlidir. Aktif katılım olanaklarını ve toplumsal birlik anlayışını teşvik eden cumhuriyetçi vatandaşlık değerleri de önem teşkil etmektedir. Liberal ve demokratik vatandaşlığı güçlendirmeye destek veren bu vatandaşlık
normlarının karşında bir alternatif olarak dar, homojen ve milliyetçi değerlerle vatandaşlığı tanımlayan, azınlıklara ve göçmenlere dışlayıcı bir tutum sergileyen, “popülist” diye nitelendirebileceğimiz bir vatandaşlık türü yükselmektedir.
Çalışmanın önemli bir bulgusu Avrupa Parlamentosunda liberal vatandaşlık söylemlerinin ağırlığıdır. Aşırı sağı temsil eden parti grupları dışındaki tüm parti gruplarında vatandaşlık ile ilgili soru önergelerinde liberal vatandaşlık söyleminin ağır bastığını
görmekteyiz. Merkez sağ parti grupları, aşırı sağa nispeten yakın parti grupları olmalarına rağmen söylemlerinde liberal normların ağırlıkta olması, aslında popülist partilere ideolojik açıdan ne kadar uzakta olduklarını göstermektedir. Vatandaşlıkta
liberal değerlerin öne çıkması, Avrupa Birliği içinde popülist söylemler ve eylemelere karşı önemli bir gücün varlığına işaret etmektedir.
Diğer önemli bir bulgu ise Parlamentodaki merkez parti gruplarının soru önergelerinin birçok farklı vatandaşlık normunu ve değerini yansıtıyor olmasıdır. Vatandaşlık ile ilgili söylemleri liberal, cumhuriyetçi, kozmopolit, çok kültürlü ve Avrupa vatandaşlığı
desteklemektedir. Merkez sağ ve merkez sol, birbirlerine ideolojik olarak yakınlık göstermektedir. Merkez parti gruplarının Parlamentodaki en büyük iki parti grubunu barındırıyor olması da parlamentodaki vatandaşlık söylemlerini belirlemedeki
ağırlıklarına işaret etmektedir. Bu parti grupları; özellikle hak ve eşitlikleri savunan, liberal, katılımı teşvik eden, cumhuriyetçi, ve AB’yi güçlendirme hedefli, Avrupa Birliği vatandaşlığı normlarını öne çıkaran söylemler ve soru önergeleri ile popülist vatandaşlığın artan etkisini sınırlamaktadır. The rise of extreme right and populist politics across Europe is considered a threat to liberal democracies. Populist governments and the increasing support for populist parties within the European Union has resulted in tension among member states and risks to the legitimacy of the EU. This study aims to identify the extent to which populist rhetoric prevails in the EU by examining the rhetoric on citizenship across the different ideologies that make up the European Parliament. Citizenship is not just a legal status but it also frames the relationship between the citizen and the state. The political ideology and political culture of each country shapes its citizenship norms, values and practices. National citizenship conceptualizations may transform based on sub national or post national interactions. “European Union Citizenship” attaches particular values and norms to the legal status it provides. The EU aims to achieve a liberal, democratic and participatory citizenship. However, recently, the rise in populist politics has attached nationalist, nativist and exclusionary meanings to the idea of citizenship. This populist surge has necessitated an understanding of the values and practices that frame discussions and debates on citizenship in the EU. This study examines the rhetoric of political groups on issues related to citizenship during the 2014-2019 term of the European Parliament. It identifies the extent to which alternatives to liberal citizenship values and practices are present. In order to do so, a qualitative content analysis is conducted, based on 171 written parliamentary questions submitted by members of political groups to the European Commission. These parliamentary questions are differentiated based on six theories and conceptualizations of citizenship: 1) liberal, 2) republican, 3) multicultural, 4) cosmopolitan 5) EU and 6) populist. Liberal democracies promote an understanding of citizenship that is rooted in individualism, equality and rights. Further, both liberal democracies and the EU place value on cosmopolitan and multicultural citizenship which prioritize differences and the pursuit of rights at a global level. Opportunities for active participation are also vital to maintain a democracy. In opposition to these citizenship norms and values is a type of citizenship that can be described as populist and that defines citizenship in narrow, homogenous and nativist terms and presents an exclusionary approach towards minorities and immigrants. A key finding of this study is the weight of liberal citizenship rhetoric in the European Parliament. Liberal citizenship rhetoric emerges the most in questions on citizenship among all political groups except the two that represent the far right. Even the center right political groups, despite their relative proximity, ideologically, to the extreme right, prioritize liberal approaches to citizenship. This shows how far apart the different right political groups are in fact. The weight of liberal citizenship values and practices points to the presence of a key force against populist rhetoric in the EU. Another key finding is that both the center right and center left political groups embrace a wide spectrum of norms in their rhetoric on citizenship. These political groups are ideologically close to one another and support liberal, republican, cosmopolitan, multicultural and European citizenship. The center right and center left each include one of the two largest political groups in the Parliament and hence the weight of their rhetoric is undeniable. With an emphasis, in their parliamentary questions on citizenship, on rights and equality, active participation, and strengthening the EU they play a key role in diminishing the influence of populist rhetoric in the EU.