İfade aracı olarak enstalasyon sanatı ve mimarlık
Özet
Yirminci yüzyıla kadar olan süreçte toplumun sanata bakış açısı, sanatı yalnızca sanatçı ve sanat ürününden ibaret olarak görülürken, 1960’lı yıllarda ortaya çıkan enstalasyon sanatıyla izleyicinin varlığı da artık sanat yapıtının anlamına dâhil olmuş, sanatçının ve izleyicinin sanat yapıtındaki rolü yeniden biçimlenmeye başlamıştır. Enstalasyon sanatının deneysel yanı, sanatçıların farklı disiplin kavramlarını irdelemesine neden olduğu kadar, farklı disiplinleri bir araya getiren ve bu disiplinlerden beslenen bir sanat anlayışı olarak kendini göstermiştir. Bu dönemlerde sanat ve mimarlık diyaloğu kadar ortaya konan eserin izleyicisine gönderdiği mesajlar da daha fazla önem kazanmaya başlamıştır. Çünkü enstalasyon çalışmalarının anlamlandırılmasını sağlayan en önemli unsurlardan biri izleyicidir ve yapıtların izleyiciyle olan ilişkisi çerçevesinde sanat eseri gerçek anlamını bulur. Enstalasyon çalışmaları izleyicisinin üzerinde oluşturduğu duyusal algılamalar ile yere özel anlamlar içerir ve yerleştirildikleri yerin anlamını
değiştirir. Bu bağlamda eserlerindeki anlamı izleyiciye aktarabilmek için her türlü malzeme ve teknolojiyi kullanıp enstalasyon sanatına önemli eserler vermiş olan Erwin Wurm, Ian Strange, Doug Aitken, Rachel Whiteread ve Do Ho Suh’un ev metaforu üzerine kurgulanan eserleri çalışma kapsamında ele alınmıştır. Konu ile çalışan pek çok sanatçı olmasına rağmen, konuyu sınırlandırmak amacıyla ev ve mekân kavramına farklı bir bakış açısı ve birbirlerine zıt malzeme uygulamaları ile yaklaşan bu beş sanatçının eserleri incelenmiştir. Enstalasyon çalışmalarının kavramsal altyapıya sahip olması,
sanatçının aktarmak istediği mesajın izleyici tarafından algılanmasını zorlaştırmaktadır. Araştırma kapsamında belirlenen sanatçıların seçilen eserleri üzerinden şifre ve kodlar yardımıyla izleyiciye verilmek istenen mesajların ortaya çıkarılması, bir bakıma göstergebilim ile eserlere farklı bir bakış açısından bakılarak eserlerin görünen anlamı dışındaki derin anlamlarının ortaya çıkarılması çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Başka bir deyişle çalışma, sanatçıların eserlerinde ortaya koydukları mimari kavramların, eserlerine yapılan yorumlar üzerinden, göstergebilim açısından analizi ve sanatçıların eserlerinde kullandıkları malzemelerdeki çeşitliliğin izleyici üzerindeki etkisinin incelenmesi ve yorumlanması olarak açıklanabilir. In the process until the twentieth century, the society's view of art was seen as consisting only of the artist and the product of art. With the installation art that emerged in the 1960s, the presence of the viewer has also been included in the meaning of the artwork, and the role of the artist and the viewer in the artwork has begun to be reshaped.The experimental side of the art of installation is that it causes artists to examine different disciplinary concepts, as well as an understanding of art that brings together different disciplines and feeds from these disciplines. In these periods, the messages sent by the work to the viewer began to gain more importance as well as the dialogue of art and architecture. Because one of the most important elements that provides the meaning of the installation works is the viewer and the artwork finds its true meaning within the framework of the relationship between the works and the viewer.The installation works contain special meanings to the place with the sensory perceptions that the viewer creates on them and change the meaning of the place where they are placed. In this context, the works of Erwin Wurm, Ian Strange, Doug Aitken, Rachel Whiteread and Do Ho Suh, who have created important works in the art of installation by using all kinds of materials and technologies in order to convey the meaning of their works to the viewer, are discussed within the scope of the study. Although there are many artists working on the subject, the works of these five artists, who approach the concept of home and space with a different perspective and contradictory material applications, have been examined in order to limit the subject. The conceptual infrastructure of the installation works makes it difficult for the viewer to perceive the message that the artist wants to convey. The aim of the study is to reveal the messages desired to be given to the audience with the help of codes and codes through the selected works of the artists determined within the scope of the research, to reveal the deep meanings of the works other than the apparent meaning by looking at the works from a different perspective with semiotics. It is also important to analyze and interpret the architectural concepts that the artists put forward in their works, through the interpretations of their works, in terms of semiotics, and the effect of the diversity in the materials used by the artists on the viewer.