Anestezi Programı / Anesthesia Program
Permanent URI for this collectionhttps://acikerisim.antalya.edu.tr/handle/20.500.12566/563
Browse
16 results
Search Results
Item İp yardımlı fasiyal ve rejyonel süspansiyon teknikleri(Kozmetoloji ve Dermatoloji Akademisyenleri Derneği, 2023) Hügül, Hüray; Hügül, Hüray; 0000-0003-0355-8037 [Hügül, Hüray]; 287678 [Hügül, Hüray]Item Tips & tricks for ha filler procedures in face(8th INDERCOS. International Dermatology and Cosmetology Congress, 2023) Hügül, Hüray; Hügül, Hüray; 0000-0003-0355-8037 [Hügül, Hüray]; 287678 [Hügül, Hüray]Item Dermatolojik hastalıkların felçli hastalarda prospektif prognozu(Dermatolojide & Kozmetolojide Gelişmeler Kongresi, 2023) Hügül, Hüray; Dicle, Özlem; Hügül, Hüray; 0000-0003-0355-8037 [Hügül, Hüray]; 287678 [Hügül, Hüray]Amaç: Nörolojik sistem ve dermis aynı embriyolojik nöroektodemal kökenden gelmektedir. Nörolojik bozukluklar ve bazı dermatozlar arasında ilişkiler vardır. Bu çalışma, felçli hastalarda deri lezyonlarının dağılımıyla, felcin dermatozların prognozuna etkisini saptamak için tasarlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ve Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Bölümleri’ne başvuran 66’sı kadın, 74’ü erkek, toplam 140 inme hastası dahil edildi. Ayrıntılı dermatolojik ve nörolojik muayeneleri yapılarak deri hastalıkları, kuvvet ve duyu kayıpları değerlendirildi. Hastalar 2 yıllık takibe alınarak felçli tarafta 2 yıl boyunca oluşan, artan, azalan veya kaybolan dermatolojik hastalıklar açısından prospektif olarak izlendi. Felçli ve sağlıklı vücut yarıları, her bulgu ve hastalık için Mc Nemar ve Wilcoxon signed ranks testleriyle analiz edildi. Sağ/sol taraf tutulumlu ve plejik/parezik hastaların verileri, bağımsız örneklerde X2 testi ile karşılaştırıdı. Bulgular: Büllöz pemfigoidli tüm hastalarımızda, deri lezyonları strok gelişiminden sonra ortaya çıkmıştı. Felçli tarafta irritan kontakt dermatit, istatistiksel olarak anlamlı derecede azalmıştı. İrritan kontakt dermatitin azalması veya kaybolması, strok gelişiminden sonra izlendi ve sağ taraflı hemiplejilerde sol taraflı hemiplejilere kıyasla istatistiksel olarak anlamlı derecede azalmıştı yani ‘Sağ Tarafa Lateralizasyon’ gösteriyordu. Felçli tarafın kullanılamaması, kontaktan eliminasyonunun önemine dikkat çekti. Atopik dermatit, alerjik kontakt dermatit, nörodermatit ve dishidrotik ekzema; serebrovasküler olay sonrası felçli tarafta düzelmişti. Felçli tarafta ve plejide; dekübitus ve ekimozun; istatistiksel olarak anlamlı derecede arttığı bulundu. Felçli tarafta kuvvet ve duyu kayıplarının; fiziksel hasarlara yol açabileceği yorumu yapıldı. Felçli tarafta ve plejide intertrigo ve eritrazmanın; istatistiksel olarak anlamlı derecede arttığı bulundu. Hareketsizliğe bağlı oklüzyon, ısı ve nem artışının enfeksiyonlara zemin hazırlayabileceği düşünüldü. Felçli tarafta lokalize telanjiektazilerin; istatistiksel olarak anlamlı derecede arttığı tespit edildi. Bu yeni bulgu, nörolojik defisit tarafını belirlemede yeni bir fenomen olarak kullanılabilir. Sonuç: 2 yıllık prospektif çalışmamızın sonuçlarına göre nörolojik sistemin bazı dermatozların seyrini etkileyebileceğini ve yeni bulgulara neden olabileceğini düşünmekteyiz.Item A’dan Z’ye dermokozmetik uygulamalar(Kongre Kitabevi, 2023) Hügül, Hüray; Hügül, Hüray; 0000-0003-0355-8037 [Hügül, Hüray]; 287678 [Hügül, Hüray]Item Kadın hastalarda genital rejuvenasyon tecrübeleri: epidemiyoloji, tedavi yöntemleri ve hasta memnuniyetinin retrospektif değerlendirilmesi(2023) Hügül, Hüray; Kaya, Mustafa Derda; Oba, Muazzez Çiğdem; Kirişçi, Murat; Kutlubay, Zekayi; Hügül, Hüray; 0000-0003-0355-8037 [Hügül, Hüray]; 287678 [Hügül, Hüray]Kadın hastalarda genital bölgede kozmetik veya fonksiyonel sorunların giderilmesi için yapılan non-invazif uygulamalar son yıllarda giderek artmaktadır. Bu çalışmada amacımız genital rejuvenasyon için başvuran kadın hastaların demografik özelliklerini belirlemek, uygulanan tedavi yöntemlerinden hasta memnuniyetini ve hasta memnuniyetine etki eden faktörleri değerlendirmektir. Ağustos 2020 ile Ekim 2022 tarihleri arasında fraksiyonel CO2 lazer ile vajinal rejuvenasyon, mons pubis ve/veya labia majoralara hiyaluronik asit dolgu uygulanan ve vulvaya peeling uygulanan kadın hastaların verileri retrospektif olarak kaydedildi. Yaşları 24 ila 62 arasında değişen toplam 52 kadın hastanın çoğunluğu 44 yaş ve altında olup (n=35, %67.3), premenopozal dönemde idi (n=38,%73). Lazer uygulaması sonrası hastaların % 59.6’sı (n=31), dolgu uygulaması sonrası % 57.7’si (n=30) hissedilir ve ciddi derecelerde cinsel tatminde artış bildirmişlerdi. Dolgu ve lazer tedavilerinden sonra cinsel tatminde artış genç yaştaki hastalarda ve gravida ve parite sayısı düşük olan hastalarda; ileri yaş ve gravida ve parite sayısı yüksek olan hastalara kıyasla yüksek bulundu (tümü p< .05). Kırk (%76.9) hastada genital hiperpigmentasyonda %25 ve üzerinde düzelme kaydedildi. Düşük gravida ve parite sayısı olan hastalarda pigmentasyonda düzelme daha başarılı bulundu (p=0.02 ve p=0.018). Ayrıca tüm tedavilerde premenopozal hastaların postmenopozal hastalara göre (lazer, dolgu ve peeling için sırasıyla p=0.000, p=0.000 ve p=0.008) ve sezaryen doğum yapan hastaların normal vajinal doğum yapan hastalara göre (lazer, dolgu ve peeling için sırasıyla p=0.000, p=0.003 ve p=0.043) tedavi memnuniyeti istatistiksel olarak anlamlı yüksek bulundu. Sonuç olarak, genital rejuvenasyon amacıyla başvuran kadın hastaların özellikle premenopozal dönemde tedavilerden belirgin fayda gördükleri, gebelik/doğum sayısı ve doğum şeklinin tedaviden memnuniyeti etkileyen faktörler oldukları görülmüştür.Item Botulinum toxin-A in the treatment of upper facial wrinkles: Efficacy comparison of different formulations(2023) Hügül, Hüray; Gümüş, Elif Cansel; Kutlubay, Zekayi; Hügül, Hüray; 0000-0003-0355-8037 [Hügül, Hüray]; 287678 [Hügül, Hüray]Aim: It is suggested that different formulations of botulinum toxin-A (BoNT-A) used for the same indication might be a factor affecting patient satisfaction. This study aimed to assess patient satisfaction levels in treating upper facial wrinkles (UFW) using various BoNT-A formulations and their association with age and gender. Materials and Methods: This retrospective study included 600 UFW patients treated with different formulations of BoNT-A. The BoNT-A formulations included three different groups: onaBoNT-A (ONA, n:200), aboBoNT-A (ABO, n:200), and praBoNT-A (PRA, n:200). In the patient files or records, satisfaction levels from the BoNT-A application were scored as follows: 1: not satisfied, 2: slightly satisfied, 3: satisfied, 4: very satisfied, 5: completely satisfied. Results: The mean patient satisfaction scores for the ONA and ABO groups were similar, and were higher compared to the PRA group (4.4±0.5 vs. 4.3±0.6 vs. 4.0±0.9, P <0.001, respectively). The mean satisfaction score of the patients aged 18-30 and those aged >60 were lower than the other age group. Among all patients in the 41-50 age range, the patient satisfaction score was higher in the ONA group than the ABO and PRA group. In all female patients, the mean satisfaction score was lower in the PRA group compared to the ONA and ABO groups (P <0.001). Conclusion: While various BoNT-A formulations are generally associated with high patient satisfaction in the treatment of UFW, this can vary depending on age ranges and gender. Evaluating patient-related factors such as age and gender can contribute to the treatment planning for UFW and enhancing treatment adherence.Item Doğum hemşireleri ve ebelerin COVID-19 salgını sırasındaki deneyimleri: tanımlayıcı-yorumlayıcı nitel bir çalışma(II. Uluslararası, III. Ulusal Kadın Sağlığı Hemşireliği Kongresi, 2023) Güdül Öz, Hatice; Akgün, Mehtap; Turgut, Yasemin; Yangın, Hatice; Boz, İlkay; Turgut, Yasemin; 0000-0003-4478-8971 [Turgut, Yasemin]; 369614 [Turgut, Yasemin]Giriş: COVID-19 salgınının doğum hizmetleri üzerindeki etkisi, kadın doğum hemşireleri ve ebelerin obstetrik bakım deneyimlerinde değişikliklere yol açmıştır. Amaç: Yeniden Kavramsallaştırılmış Hastalıkta Belirsizlik Kuramı 'na dayanarak, COVID-19 salgınına ilişkin belirsizliklerin, kadın doğum hemşireleri ve ebelerin doğum hizmetlerindeki deneyimleri üzerindeki etkisini açıklamaktır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma tanımlayıcı- yorumlayıcı nitel bir tasarıma sahiptir. Yarı yapılandırılmış görüşme rehberi kullanılarak Ekim-Aralık 2020 tarihleri arasında dokuz kadın doğum hemşiresi ve sekiz ebe olmak üzere 17 katılımcı ile görüşmeler yapılmıştır. Veriler yorumlayıcı fenomenolojik tarafından desteklenen adımlar kullanılarak analiz edildi ve Niteliksel Araştırmayı Raporlamak için Birleştirilmiş Kriterler kullanılarak rapor edilmiştir. Bulgular: Çalışmanın analizi sonucunda elde ettiğimiz veriler, Yeniden Kavramsallaştırılmış Hastalıkta Belirsizlik Kuramı’ nın beş kategorisi ile ilişkili olan 13 temadan oluşmaktadır. Sonuç olarak, kadın doğum hemşireleri ve ebelerin COVID-19 salgını sırasında kadınların değişen bakım ihtiyaçlarını karşılamada kişisel ve mesleki zorluklar yaşadıkları tespit edilmiştir. Doğumun ertelenemez doğası, katılımcıların obstetrik bakımı sürdürmeleri için içsel bir motivasyon kaynağıydı. Katılımcılar, COVID-19 pandemisinin belirsizliğinin kadınlarda korku, endişe ve yalnızlık yarattığını, bu nedenle kadınlara daha şefkatli bakım sağlamaya çalıştıkları ve obstetrik bakımın kalitesini korumaya çalıştıkları söylenebilir. İronik bir şekilde katılımcılar şiddete, toplumdan gelen şikayetlere ve kötü muameleye maruz kalırken, sağlık politika yapıcılarının yıllık izin iptalleri, fazla mesai saatleri ve “yorgunluk tazminatı” ödemelerindeki adaletsizliklere de maruz kalmışlardır. Sonuç: Kadın doğum hemşireleri ve ebeler, COVID-19 salgınıyla ilgili bazı zorluklar yaşadılar ancak bunu yine de psikolojik ve mesleki gelişim için bir fırsat olarak algıladılar. Bir pandemi sırasında bakıma ilişkin sonuçların kanıta dayalı bir değerlendirmesi ve belirlenen zorlukların ortaya çıkarılması, sağlık iş gücünü desteklemeye devam eden yöneticiler için çok önemlidir. Bu çalışma, gelecekteki olası pandemilerde kadın doğum hemşireleri ve ebelerin ihtiyaçlarının karşılanması konusunda sağlık politika yapıcılarına ve yöneticilere destek olmaya yönelik öneriler sunmaktadır.Item Genetic rescue or human-mediated massive contamination: investigation of genomic differences between farm-reared and wild populations of Alectoris chukar with high-density SNPs data(Ecology And Evolutionary Biology Symposium, 2023) Kabasakal, Bekir; Doğru, Huriye; Demir, Eymen; Kaya, Sarp; Kabasakal, Bekir; 0000-0001-8453-2255 [Kabasakal, Bekir]; 314747 [Kabasakal, Bekir]Item Investigating the genomic distortion of farm-reared chukar partridge (Alectoris chukar) populations using high-density SNP data(VII. International Eurasian Ornithology Congress, 2023) Kabasakal, Bekir; Doğru, Huriye; Demir, Eymen; Kaya, Sarp; Kabasakal, Bekir; 0000-0001-8453-2255 [Kabasakal, Bekir]; 314747 [Kabasakal, Bekir]Item Kınalı keklik (Alectoris chukar) üretim çiftliklerinde anaç populasyonlarda kendileşme oranlarının ve konjenerik türlerden kaynaklı kontaminasyonların tüm genomdan yüksek yoğunlukta SNPs verileri ile araştırılması(TÜBİTAK-BİDEB, 2022-06-01) Kabasakal, Bekir; Kabasakal, Bekir; 0000-0001-8453-2255 [Kabasakal, Bekir]; 314747 [Kabasakal, Bekir]