Dermatolojik hastalıkların felçli hastalarda prospektif prognozu
Özet
Amaç: Nörolojik sistem ve dermis aynı embriyolojik nöroektodemal kökenden gelmektedir. Nörolojik bozukluklar ve bazı dermatozlar arasında ilişkiler vardır. Bu çalışma, felçli hastalarda deri lezyonlarının dağılımıyla, felcin dermatozların prognozuna etkisini saptamak için tasarlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ve Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Bölümleri’ne başvuran 66’sı kadın, 74’ü erkek, toplam 140 inme hastası dahil edildi. Ayrıntılı dermatolojik ve nörolojik muayeneleri yapılarak deri hastalıkları, kuvvet ve duyu kayıpları değerlendirildi. Hastalar 2 yıllık takibe alınarak felçli tarafta 2 yıl boyunca oluşan, artan, azalan veya kaybolan dermatolojik hastalıklar açısından prospektif olarak izlendi. Felçli ve sağlıklı vücut yarıları, her bulgu ve hastalık için Mc Nemar ve Wilcoxon signed ranks testleriyle analiz edildi. Sağ/sol taraf tutulumlu ve plejik/parezik hastaların verileri, bağımsız örneklerde X2 testi ile karşılaştırıdı. Bulgular: Büllöz pemfigoidli tüm hastalarımızda, deri lezyonları strok gelişiminden sonra ortaya çıkmıştı. Felçli tarafta irritan kontakt dermatit, istatistiksel olarak anlamlı derecede azalmıştı. İrritan kontakt dermatitin azalması veya kaybolması, strok gelişiminden sonra izlendi ve sağ taraflı hemiplejilerde sol taraflı hemiplejilere kıyasla istatistiksel olarak anlamlı derecede azalmıştı yani ‘Sağ Tarafa Lateralizasyon’ gösteriyordu. Felçli tarafın kullanılamaması, kontaktan eliminasyonunun önemine dikkat çekti. Atopik dermatit, alerjik kontakt dermatit, nörodermatit ve dishidrotik ekzema; serebrovasküler olay sonrası felçli tarafta düzelmişti. Felçli tarafta ve plejide; dekübitus ve ekimozun; istatistiksel olarak anlamlı derecede arttığı bulundu. Felçli tarafta kuvvet ve duyu kayıplarının; fiziksel hasarlara yol açabileceği yorumu yapıldı. Felçli tarafta ve plejide intertrigo ve eritrazmanın; istatistiksel olarak anlamlı derecede arttığı bulundu. Hareketsizliğe bağlı oklüzyon, ısı ve nem artışının enfeksiyonlara zemin hazırlayabileceği düşünüldü. Felçli tarafta lokalize telanjiektazilerin; istatistiksel olarak anlamlı derecede arttığı tespit edildi. Bu yeni bulgu, nörolojik defisit tarafını belirlemede yeni bir fenomen olarak kullanılabilir. Sonuç: 2 yıllık prospektif çalışmamızın sonuçlarına göre nörolojik sistemin bazı dermatozların seyrini etkileyebileceğini ve yeni bulgulara neden olabileceğini düşünmekteyiz.