Tarihi yapıların yeni işleve uyarlanarak korunması yaklaşımı; Kütahya'da kerpiç bir ev örneği
Özet
Tarihi Kütahya evleri, Anadolu’da kentsel konut dokusuna sahip başka tarihi kent merkezlerinde de görüldüğü üzere, yerel mimari gelenekler kullanılarak, barınma ihtiyacına cevap verecek şekilde inşa edilmişlerdir. Bu evlerin mimari karakteristiği; coğrafi ve iklimsel özellikler, yakın çevredeki hammadde kaynakları, halkın sosyal ve kültürel yapısı ve sosyo-ekonomik özellikleri gibi etkenlerle biçimlendirilmiştir.
Kütahya tarihi kent dokusunda yer alan evler, iki ya da üç katlı olarak tasarlanmıştır. Evlerin yapım sisteminde ahşap konstrüksiyon ve kerpiç malzeme kullanılmıştır. Evin ana katında çıkmalara yer verilmiştir. Kırma veya beşik tipteki çatıların kaplama malzemesi kiremit olup, saçaklar geniş tasarlanmıştır.
Birçok araştırmaya göre kerpiç, tarihi süreçte diğer yapı türlerine nazaran dünyada en fazla tercih edilen yapı malzemelerindendir. Ahşap ve taş hammadde kaynaklarının zengin olmadığı yerlerde, kerpiç en yoğun kullanılan inşaat malzemesi olmuştur. Bu durumun nedeni, kerpiç üretimi için uygun toprağın hemen hemen dünyanın her yerinde bulunmasından kaynaklanmaktadır. Kütahya’nın ‘’geren’’ adı verilen toprağı, kerpiç imalatı için kullanılan toprakların en iyilerinden biridir . Isıyı koruması, sağlıklı, ekonomik, ateşe dayanıklı olması gibi olumlu nitelikler taşıyan kerpicin en önemli olumsuz yönlerinden biri ise sudan ve ıslak olduğunda dondan etkilenen bir malzeme olmasıdır. Bu bağlamda, ülkemizin farklı bölgelerinde kerpiç ile inşa edilen ve yapı geleneğimizin önemli örneklerini oluşturan mimari mirasın korunması için zamanında gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşımaktadır.
Bu çalışma kapsamında, Kütahya Belediyesine ait yerel mimari miras niteliği taşıyan kerpiç bir evin koruma projesi hazırlanması süreci ile ilgili bilgiler, tespitler, alınan kararlar ve üretilen çizimler irdelenmektedir. Tescilli ev, Ahi Evran Mezarlığının kuzeydoğu yönünde yer almaktadır. Doğu batı doğrultusunda konumlanan yapı, eğimli bir arazi üzerine üç katlı olarak inşa edilmiştir. Tarihi süreçte yapının farklı işlevler ve kişiler tarafından kullanılması sürecinde, yapı özgün halinden farklı dört bağımsız bölüme ayrılmıştır.
Çalışmalar sırasında yapının planimetrik ve cephe özellikleri, kullanılan yapım tekniği ve malzemesi ile kullanım sürecinde maruz kaldığı müdahalelerden kaynaklanan değişmişlikler değerlendirilmiştir. Evin yapım tarihi 19. yy sonlarına tarihlendirilirken, yapının kullanım sürecinde gerçekleştirilen onarım müdahaleleri üç farklı dönemde analiz edilmiştir.
Mülkiyeti Kütahya Belediyesine ait olan ve özgün “ev” kullanımını sürdüremeyen bu yapının, onarılarak kültürel işlevlerle yeniden kullanımına karar verilmiştir. Tarihi yapının, müze, sanat evi gibi kamusal işlevler ile yeniden kullanımına karar verilmesi, geçmişten gelen mimari geleneğin, yaratıcılığın, çağdaş yaşama uyarlanmasına olanak sağlayacaktır.