Show simple item record

dc.contributor.authorŞahin Güçhan, Neriman
dc.contributor.authorKuleli, Ayşe Esin
dc.date.accessioned2019-11-21T11:48:24Z
dc.date.available2019-11-21T11:48:24Z
dc.date.issued2018
dc.identifier.citationŞahin Güçhan, N. & Kuleli, A. E. (2018). Repair phases of Suleymaniye complex in damascus. METU Journal Of The Faculty Of Architecture, 35(2), 1-28.
dc.identifier.issn0258-5316
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/20.500.12566/117
dc.description.abstractSüleymaniye Complex in Damascus, built on the bank of Barada River as the last stop before the desert on the pilgrimage route extending from the Balkans to Mecca, is one of the works of Hassa Chief Architect Sinan, which was designed according to the basic principles of the Ottoman classical period architecture, and built between 1554 and 1559. Many research has been carried out on the historical and architectural features of the complex, which is composed of the mosque that is also known as the "Takiyah Süleymaniye", double tabhane (hospice) and caravanserais, imaret (soup kitchen), madrasa and arasta (bazaar) structures and these investigations focused on the oriğinal qualities of the mosque and its construction phases. According to the sources, the first phase of the Complex consisting of the mosque, tabhane and imarethane was completed in 1559 and the second phase including the madrasa was completed in 1566, later on, between 1567 and 1596, a Dervish lodge was added to this building group. Although the location of this dervish lodge, which has not reached the present day is unknown, it is anticipated that it was located in the area between the arasta and Barada river. Preserving its original characteristics in the 16th century, the first stage of the Complex is one of the most important Ottoman works in Damascus, both in terms of its architectural layout and construction technique. Although the Madrasa built in the second phase is attributed to Mimar Sinan due to its planimetric features, it resembles local characteristics of Damascus with its architectural elements and details in the construction technique. Süleymaniye Complex, which was visited by Asik Mehmed in the 1590s, was a frequently used, and therefore a well-run social center in good structural condition. Evliya çelebi, who went to Damascus in 1648-1649, defines the Complex as a pleasant rural retreat and even as the last oasis before the desert. Information from these travelers is also supported by the engravings of Damascus by Braun and Hogenberg, dated to 1575, and by Olmert Dapper, dated to 1667. The oldest known repair of the Complex took place after the earthquake of 1759, which caused massive destructions in Damascus. The repaired parts of the Complex can be identified from the records of exploration and expenditures related to the repairs carried out in Damascus after the earthquake. The Bartlett engraving of 1836 and the photographs from the end of the 19th century and the beğinning of the 20th century show that the surroundings of the Complex were completely empty, like a summer resort area. In the work of Cengizkan, it is reported that in the last years of the Ottoman Empire, in a short period of time between 1915 and 1928, the construction and maintenance-repair works accelerated in the Middle East and the Arabian Peninsula, which would be separated from the state territory. In the memorials of this period written by Architect Mehmet Nihat Nigisberk, published by Cengizkan, the repair works of Süleymaniye Mosque, Süleymaniye Madrasa and Imâret were described in detail. However, the growth of Damascus, started in the 1930s and increased after 1960, changed the close relations of the Complex with its environment even though it maintained its spatial arrangement and original function. The whole Complex, locally called as Takiyah Süleymaniye, which became part of the urban inner city during this period, was affected by disasters such as earthquakes and floods happened in Damascus. It has also undergone various repairs at different times according to contemporary needs and has faced serious structural problems, especially in the last thirty years, as a result of decreasing ground water level in the areas along the Barada River. This work aims to analyse the construction and repair phases of the Complex by classifying them into six chronological periods starting from its construction and to share the results obtained from recent publications by associating the findings and traces from the buildings with the historical documents and investigations in the international platform. While the evaluations on the repairs and interventions in the first five periods are based on the limited information and visual documentation where available, the assessments of the condition of the Complex in 2005 are based on field observations and archive research made by the authors. Along with contributing to the monitoring of changes took place in the Complex from its design phase that started with Mimar Sinan in 1554 until present day, it is also expected that this work would help in understanding the processes of building production and interventions in different periods.en_US
dc.description.abstractBalkanlardan Mekke’ye uzanan hac yolu üzerinde, Şam’ın Barada nehri kıyısında, çölden önceki son durak noktası olarak inşa edilen Şam Süleymaniye Külliyesi, Hassa Mimarbaşı Sinan’ın Osmanlı klasik dönem mimarisinin temel ilkelerine göre tasarladığı, 1554–59 yılları arasında inşa edilen eserlerinden biridir. “Süleymaniye Tekkesi” olarak da bilinen cami, çifte tabhane ve kervansaraylar, imaret, medrese ve arasta yapılarından oluşan külliyenin tarihi ve mimari özellikleriyle ilgili bugüne kadar pek çok araştırma yapılmış olup bunlar, külliyenin özgün niteliklerini ve inşa aşamalarını aktarır. Kaynaklara göre Külliyenin cami, tabhane ve imaretten oluşan ilk aşaması 1559’da, medreseyi içeren ikinci aşaması ise 1566’da tamamlanmış; 1567-1596 arasında bu yapı grubuna bir de Derviş Dergâhı eklenmiştir. Günümüze ulaşamayan bu dergâhın konumu bilinmemekle birlikte, arasta ile Barada nehri arasında olması beklenir.Halen 16. yüzyıldaki özgün niteliklerini koruyan Külliyenin ilk aşaması, gerek mimari düzeni gerekse yapım tekniği açısından Şam’daki en önemli Osmanlı eserlerinden biridir. İkinci aşamada inşa edilen Medrese planimetrik özellikleriyle Mimar Sinan’a atfedilmekle birlikte; mimari elemanları ve inşa tekniğindeki ayrıntılarıyla Şam’a ait yerel özellikler taşır.Âşık Mehmed’in 1590’lı yıllarda ziyaret ettiği Süleymaniye Külliyesi yoğun kullanılan, dolayısı ile iyi işletilen ve yapısal açıdan da iyi durumda bir sosyal merkezdir. 1648-1649’da Şam’a giden Evliya Çelebi de Külliyeyi sayfiye yeri benzeri, hoş kırsal bir dinlenme yeri, hatta çöle gelmeden önceki son vaha olarak tanımlar. Bu seyyahların aktardıkları bilgiler, 1575 tarihli Braun ve Hogenberg ile 1667 tarihli Olfert Dapper’in Şam gravürlerinden de okunur.Külliye ile ilgili bilinen en eski onarım, Şam’da büyük yıkıma yol açan 1759 depreminden sonradır. Deprem sonrası Şam’da yapılacak onarımlara ilişkin keşif ve harcama kayıtlarından Külliyenin hangi bölümlerinde onarım yapıldığı anlaşılmaktadır. 1836 yılına ait Bartlett gravürüyle, 19. yy sonu ve 20. yy başına ait fotoğraflarda Külliyenin çevresi tümüyle boş, bir sayfiye alanı görüntüsündedir. Cengizkan’ın çalışmasında, Osmanlının son yıllarında, 1915-1928 yılları arasında Devlet topraklarından kısa sürede ayrılacak olan Orta Doğu ve Arabistan Yarımadası’nda, inşaat ve bakım-onarım çalışmalarına hız verildiği bildirilir. Cengizkan tarafından yayınlanan Mimar Mehmet Nihat Nigisberk’in bu döneme ait anılarında, Süleymaniye câmii, Süleymaniye medresesi ve imâretinin onarımına ilişkin yapılan onarım çalışmaları ayrıntılı olarak tariflenmiştir.Ancak Şam’ın 1930’larda başlayan ve 1960’lardan sonra artan büyümesi, mekânsal düzeni ve özgün işlevini koruyan Külliyenin yakın çevre ilişkilerini değiştirir değiştirmiştir. Bu süreçte bir kent içi külliyesine dönüşen Süleymaniye Tekkesi; Şam’da meydana gelen deprem ve sel gibi afetlerden etkilenmiş; güncel gereksinimlere göre farklı dönemlerde çeşitli onarımlar geçirmiş ve özellikle son otuz yılda, Barada nehri kıyısındaki alanlarda zemin suyu seviyesinin düşmesi sonucunda, ciddi yapısal sorunlarla karşı karşıya gelmiştir.Bu çalışma, arşiv ve literatür araştırma sonuçları ile yapılardaki tespit ve izleri ilişkilendirerek, Külliyenin inşa ve onarım aşamalarını, ilk yapım tarihinden itibaren 6 dönem halinde kronolojik bir düzen içinde dönemlere ayırarak incelemeyi ve son yayınlardan da yararlanılarak varılan sonuçları uluslararası platformda paylaşmayı amaçlar. İlk dört beş dönemdeki onarım ve müdahalelerle ilgili değerlendirmeler bulunabilen sınırlı bilgi ve görsel belgeyi esas alırken; 2005 yılındaki duruma ilişkin tespit ve değerlendirmeler yazarların yaptıkları gözlem ve arşiv araştırmalarına dayanır. Bu çalışmanın, 1554 yılında Mimar Sinan’la başlayan tasarım aşamasından günümüze, eserdeki değişimlerin izlenmesine katkısının yanı sıra; farklı dönemlerdeki yapı üretim ve müdahale süreçlerinin anlaşılmasına yardımcı olması beklenmektedir.tr_TR
dc.language.isoeng
dc.publisherMETU Journal Of The Faculty Of Architecture
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectSuleymaniye Complex in Damascusen_US
dc.subjectOttomanen_US
dc.subjectRestorationen_US
dc.subjectŞam Süleymaniye Külliyesitr_TR
dc.subjectMimar Sinantr_TR
dc.subjectOsmanlıtr_TR
dc.subjectRestorasyontr_TR
dc.titleRepair phases of Suleymaniye complex in damascusen_US
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/articleen_US
dc.relation.publicationcategoryInternational publicationen_US
dc.identifier.wosWOS:000454540000003
dc.identifier.scopus2-s2.0-85059936235
dc.identifier.volume35
dc.identifier.issue2
dc.identifier.startpage1
dc.identifier.endpage28
dc.contributor.orcid0000-0003-0866-8278 [Kuleli, Ayşe Esin]
dc.contributor.abuauthorKuleli, Ayşe Esin
dc.contributor.yokid121685 [Kuleli, Ayşe Esin]
dc.contributor.ScopusAuthorID57205419546 [Kuleli, Ayşe Esin]
dc.identifier.doi10.4305/METU.JFA.2018.2.3


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record