Maksiller birinci molar dişlerde denestrasyon ve dehisensin değerlendirilmesi
Özet
The presence of fenestration and dehiscence has clinical importance for periodontal surgery, orthodontic treatment, and implant planning. The aim of the present study was to investigate the dehiscence and fenestration in maxillary first molars using cone-beam computed tomography (CBCT). For the study, 68 CBCT images obtained from the university clinic were retrospectively scanned and 96 maxillary first molars were selected. CBCT images were taken from Orthophos (Sirona Dental Systems, Bensheim, Germany). Teeth with caries, endodontic treatment, post-core restoration, periodontal destruction, internal or external resorption were excluded from the study. To detect fenestrations and dehiscence, CBCT images were analyzed on the coronal, axial, and sagittal plane in CBCT at x5 magnification. Fenestration and dehiscence detected in twodimensional axial sections were confirmed by three-dimensional reconstructions. Statistical analysis was performed. The prevalence of fenestration in the mesial and distal root of the maxillary first molar was 26% and 9.4%, respectively. The prevalence of dehiscence in the mesial and distal root of the maxillary first molar was 10.41% and 6.25%, respectively. There is no statistical difference
between males and females in the prevalence of fenestration and dehiscence (p>.05). In this study, it was found that the prevalence of fenestration and dehiscence was higher in mesial roots compared to distal roots. For periodontal or implant surgeries, maxillary molars should be more carefully evaluated by three-dimensional tomography especially in mesial roots that showed the fenestration rate was 26%. CBCT imaging was considered suitable for the evaluation of the presence of fenestration and dehiscence in maxillary molars. Fenestrasyon ve dehisens gibi kemik defektlerinin varlığı periodontal cerrahi, ortodontik tedavi ve implant planlaması açısından klinik öneme sahiptir. Bu çalışmanın amacı, dental volümetrik tomografi (DVT) kullanarak maksiller birinci molar dişlerdeki dehisens ve fenestrasyon oranını araştırmaktır. Bu çalışma için üniversite kliniğine başvuran 68 hastanın DVT görüntüsü geriye
dönük olarak tarandı ve 96 maksiller birinci molar seçildi. DVT görüntüleri Orthophos (Sirona Dental Systems, Bensheim, Almanya) cihazından elde edildi. Çürük bulunan, endodontik tedavili, post restorasyonlu, periodontal yıkımı bulunan, iç ve dış rezorpsiyonu olan dişler çalışma dışı bırakıldı. Fenestrasyon ve dehisens varlığını saptamak için DVT görüntüleri, x5 büyütmede koronal, aksiyel ve sagital düzlemde analiz edildi. İki boyutlu aksiyel kesitlerde tespit edilen fenestrasyon ve dehisens, üç boyutlu rekonstrüksiyon incelemeleriyle doğrulandı. İstatistiksel analiz yapıldı. Maksiller birinci moların mezial ve distal kökündeki fenestrasyon prevalansı sırasıyla % 26 ve % 9.4 olarak bulundu. Maksiller birinci moların mezial ve distal kökündeki dehisens prevalansı ise sırasıyla % 10.41 ve % 6.25 olarak tespit edildi. Erkek ve kadın arasında fenestrasyon ve dehisens prevalansı açısından istatistiksel bir fark olmadığı görüldü (p> .05). Bu çalışmada mezial
köklerde fenestrasyon ve dehisens prevalansının distal köklere göre daha yüksek olduğu bulunmuştur. Periodontal veya implant cerrahisinde maksiller molarlar, özellikle fenestrasyon oranının % 26 olduğu mezial köklerde üç boyutlu tomografi ile daha dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. DVT radyografik görüntüleme tekniğinin maksiller molar dişlerde fenestrasyon ve dehisens varlığının değerlendirilmesi için uygun olduğu görülmüştür.