Klinik Psikoloji (Tezli - Türkçe) / Clinical Psychology (Thesis - Turkish)

Permanent URI for this collectionhttps://acikerisim.antalya.edu.tr/handle/20.500.12566/603

Browse

Search Results

Now showing 1 - 10 of 39
  • Item
    Kemik iliği nakli olan çocukların ebeveynlerinin sosyal destek düzeylerine göre anksiyete, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu düzeylerinin karşılaştırılması
    (Antalya Bilim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Özercan, Aysel; Tezer Yörük, Nihan
    Bu çalışmada, kemik iliği nakli olan çocukların ebeveynlerinin, sosyal destek düzeylerine göre anksiyete, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu düzeylerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Kemik iliği nakli ailelere maddi ve manevi önemli yükler ve sorumluluklar getiren ciddi bir sağlık sorunudur. Bu süreçte ebeveynlerin yaşadıkları hastalık sürecinin getirdiği yükleri ile anksiyete, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik sağlığı etkileyen sıkıntılar yaşayabilmektedirler. Bu süreçte sosyal desteğin rolünü de inceleyen alanyazında az sayıda çalışma vardır. Bu çalışmada demografik değişkenler, algılanan ve alınan sosyal destek değişkenleri ile anksiyete, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu semptom düzeylerinin ilişkisi incelenmiştir. Ayrıca anksiyete, depresyon, stres ve travma sonrası stres bozukluğu değişkenlerinin ortalamaları demografik özellikler ve sosyal destek değişkenlerine göre karşılaştırılmıştır. Betimsel araştırma olarak yürütülen bu çalışmada veriler anket yöntemi kullanılarak toplanmıştır. Araştırmanın örneklemi, Antalya ilinde tedavi alan, Türkiye’nin çeşitli illerinde ikamet eden, kemik iliği nakli olan ve akut tedavisi tamamlandıktan sonraki süreçte olan çocukların hastaneye başvuruda bulunan ebeveynlerinin gönüllü katılımıyla oluşturulmuştur. Ebeveynlerden demografik özelliklerinin yanı sıra hastalık süreçleri hakkında bilgi toplamak amacıyla tanı tipi, tedavi süresi, nakil bilgileri, kontrol sıklıkları, maddi destek ve tedavi sürecindeki konaklama hakkında bilgiler toplanmıştır. Alınan sosyal desteği ölçmek amacıyla Sosyal Ağ Ölçeği, algılanan sosyal desteği ölçmek amacıyla Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği, depresyon kaygı ve anksiyete düzeylerini ölçmek amacıyla Depresyon Anksiyete-Stres Ölçeği, travma sonrası stres bozukluğu düzeylerini ölçmek amacıyla ise Travma Sonrası Stres Bozukluğu Ölçeği kullanılmıştır. Analizlerde değişkenler arası ilişki korelasyon analizleri, değişkenler arasında ortalama karşılaştırmaları T-Testi ve en etkili değişkenlerin tespiti amacıyla Karar Ağacı analizi gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmanın bulgularının kemik iliği nakli gibi hayati önemdeki hastalıklarda ailelerin zorlu tedavi sürecini psikolojik sağlıkları olumsuz etkilenmeden geçirebilmeleri için önleyici ve koruyucu bir destek sisteminin tanımlanması ve uygulanması konusunda gerekli sosyal ve yasal düzenlemelerin yapılmasına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
  • Item
    Özel sağlık kuruluşuna başvuran hamile kadınların ve hamile olmayan kadınların anksiyete ve depresyon belirtileriyle ilişkili faktörlerin karşılaştırılması
    (Antalya Bilim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Aydın, Naciye Zulal; Avcil, Cumhur
    Hamilelik dönemi kadınların fizyolojik hormonal ve psikolojik değişiklikler yaşadığı bir dönemdir. Yapılan araştırmalar hamilelikte depresyon ve anksiyetenin yaygın olduğunu göstermektedir. Hamilelik döneminde artan depresif belirtiler ve anksiyete düzeyi hem anne hem de çocuk için risk faktörüdür. Hamilelik döneminde depresyon ve anksiyeteyi etkileyen faktörlerin farkında olmak müdahale etme şansını arttırmaktadır. Bu araştırmada 18-45 yaş aralığındaki hamile kadınların depresif belirti ve anksiyete düzeylerinin aynı yaş aralığında ve benzer demografik özelliklere sahip hamile olmayan kadınlarla karşılaştırılması, ek olarak; anksiyete ve depresyon düzeyleri ile ilişkili demografik özelliklerin incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda toplam 330 gönüllü katılımcı, Demografik Bilgi Formu, Beck Depresyon Envanteri ve Beck Anksiyete Envanterini içeren anket sorularını doldurarak çalışmaya katılım sağlamıştır. Elde edilen veriler IMB SPSS 22 ile analiz edilmiştir. Bağımsız örneklemler t-testi aracılığıyla yapılan analizler sonucunda; hamile kadınların Beck Depresyon Envanteri ve Beck Anksiyete Envanterinden aldıkları skorlar hamile olmayan kadınlara göre anlamlı şekilde daha yüksek bulunmuştur (p<0.05). Aşamalı regresyon analizi sonucunda ise; hamile kadınlarda kürtaj geçmişi ve eğitim seviyesi değişkenleri depresyon seviyesinin %18’ini açıklamıştır. Düşük tecrübesi, sigara kullanımı, çalışma durumu ve kürtaj tecrübesi değişkenleri ise anksiyete seviyesinin %25’ini açıklamıştır.
  • Item
    Topluluk önünde konuşma kaygısında iki seanslık sanal gerçeklik ile maruz bırakma ve imgeleme ile maruz bırakma tekniklerinin karşılaştırılması
    (Antalya Bilim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Tekdoğan, Cansu; Avcil, Cumhur
    Bu tez çalışmasında, topluluk önünde konuşma kaygısının tedavisinde, iki seanslık sanal gerçeklik ve imgeleme ile maruz bırakma uygulamalarının, katılımcının kaygı ve kaçınma puanlarına etkileri araştırılmıştır. Bu doğrultuda topluluk önünde konuşma kaygısına sahip 30 katılımcı, 15’i VR ve 15’i imgeleme grubu olmak üzere iki gruba cinsiyete dayalı sıralı atanmış; kaygı ve kaçınma puanlarındaki azalmalar incelenmiştir. Araştırmadan edinilen veriler, demografik bilgi formu, STAI-TX Durumluluk ve Süreklilik Kaygı Formu ve Liebowitz Sosyal Kaygı Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Elde edilen veriler Statistics Package for the Social Sciences (SPSS) programı kullanılarak analiz edilmiştir. Grup içi karşılaştırmalarda Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi uygulanmış; gruplar arası karşılaştırma yapılırken kaygı ve kaçınma skorlarındaki değişimler, her iki grup için Mann-Whitney U Testi ile karşılaştırılmıştır. Araştırma sonucunda, topluluk önünde konuşma kaygısının tedavisinde sanal gerçeklik ve maruz bırakma uygulamasının imgeleme ile maruz bırakma uygulamasına göre daha etkili olduğu saptanmıştır. Bu sonucun hem kaygı hem kaçınma puanları için geçerli olduğu görülmüştür. Araştırmadan elde edilen sonuçlar literatüre dayalı şekilde tartışılmıştır.
  • Item
    Çevrimiçi ve yüz yüze psikoterapide terapötik ittifak ve öz yeterlik inancı arasındaki yordayıcı ilişkide mesleki deneyimin aracı rolü
    (Antalya Bilim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Gökkaya, Gamze; Tezer Yörük, Nihan
    Bu çalışmada çevrim içi ve yüz yüze psikoterapide psikoterapistin algıladığı terapötik ittifak üzerinde, psikoterapistin psikolojik danışma öz yeterlik inancının yordayıcı etkisi üzerinde mesleki deneyimin aracı rolünün incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın amacı doğrultusunda terapötik ittifak üzerinde psikolojik danışma öz yeterlik inancının yordayıcı etkisi üzerinde mesleki deneyimin ne ölçüde aracılık ettiği tespit edilmiştir. Çalışmanın örneklemini 18-65 yaş aralığındaki 107 psikolog oluşturmaktadır. Çalışmanın ölçüm arası olarak Demografik Bilgi Formu, Terapötik İttifak Ölçeği Kısa Formu-Terapist Formu (TİÖ KF-TF), Psikolojik Danışma Öz Yeterlik Ölçeği (PDÖYÖ) kullanılmıştır. Verilerin normallik analizinin ardından bağımlı gruplar arası t testi, eşli gözlem t testi, Pearson Korelasyon Analizi ve çok değişkenli adımsal regresyon analizi üzerinden incelenmiştir. Mesleki deneyimi incelemek üzere oluşturulan yapısal model yol analizi ile incelenmiştir. Yürütülen analizler sonucunda yüz yüze ve çevrim içi psikoterapi oturumlarında terapötik ittifakın alt boyutu olan bağ ve amaç alt boyutlarında ve PDÖYÖ alt boyutları arasında içgörü becerileri dışındaki tüm alt boyutlarında gruplar arası istatistiksel düzeyde anlamlı bir ilişki gözlemlenmiştir. Çalışma süresi değişkenine göre gruplar arasında PDÖYÖ alt boyutlarında anlamlı bir farklılık gözlemlenmiş, TİÖ alt boyutları arasında gruplar arası bir farklılık bulunmamıştır. Model kapsamında araştırma hipotezlerine uygun toplam dört (4) adet regresyon modeli oluşturulmuştur. Aracılık analizi çıktılarına göre mesleki deneyimin TİÖ üzerindeki etkisinin istatistiksel olarak anlamsız olduğu ve Psikolojik Danışma Öz Yeterlik Ölçeği (PDÖYÖ) aracılığı ile Terapötik İttifak Ölçeği üzerine dolaylı etkisinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir. Çevrim içi ortamda yürütülen psikoterapilerde mesleki deneyimin PDÖYÖ aracılığı ile TİÖ üzerine dolaylı etkisinin istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görülmektedir. Çalışmanın bulguları ilgili literatür çerçevesinde tartışılmış ve araştırmanın katkıları belirtilmiştir.
  • Item
    Ayrılma-bireyleşme ve duygu düzenleme ile sınır kişilik örgütlenmesi arasındaki ilişkinin psikodinamik açıdan incelenmesi
    (Antalya Bilim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Kavrar, Yeşim; Herdi, Oğuzhan
    Mevcut çalışmada, ayrılma-bireyleşme ve duygu düzenleme ile sınır kişilik örgütlenmesi arasındaki ilişki psikodinamik açıdan incelenmiştir. Çalışmanın örneklemi 18–65 yaş aralığında herhangi bir psikiyatrik tanı almamış katılımcılardan oluşmaktadır. Veriler Demografik Bilgi Formu, Borderline Kişilik Envanteri (BKE), Ayrılma Bireyleşme Ölçeği (ABÖ) ve Duygu Düzenleme Güçlüğü Ölçeği (DDGÖ) kullanılarak toplanmıştır. Analizler, IBM SPSS Statistics 26 kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmada Bağımsız Örneklem T-Testi, Tek Yönlü ANOVA, Çoklu Doğrusal Regresyon ve Hiyerarşik Regresyon testleri uygulanmıştır. Elde edilen bulgulara göre, ayrılma-bireyleşme sınır kişilik örgütlenmesini anlamlı ve pozitif yönlü bir şekilde yordamaktadır. Araştırmanın diğer değişkeni olan duygu düzenleme güçlüğü, sınır kişilik örgütlenmesini anlamlı, pozitif yönlü bir şekilde yordamaktadır. Ayrılma-bireyleşmenin alt boyutları olan bölme ve farklılaşma boyutlarının sınır kişilik örgütlenmesini anlamlı, pozitif yönde yordadığı tespit edilmiştir. Duygu düzenleme güçlüğünün alt boyutlarından ise dürtü ve amaç boyutları sınır kişilik örgütlenmesini anlamlı ve pozitif yönlü bir şekilde yordamaktadır. Çalışmanın tartışma bölümünde elde edilen bulgular literatürdeki diğer çalışmalar ile ilişkileri açısından incelenmiştir.
  • Item
    Sürekli tetikte olarak yaşamanın psikolojik iyilik hali üzerindeki etkisi: kripto para yatırımcılarına yönelik bir inceleme
    (Antalya Bilim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Çerçi, Aslıhan; Barlas, Sema
    Bu çalışma, tetikte bir yaşam sürmenin stres seviyesi ve psikolojik semptomların yaygınlığı üzerindeki etkisini araştırmayı amaçlamaktadır. Çalışmada kısa vadeli yatırımcılar ve kripto para yatırımcıları tetikte yaşayan bireyler olarak tanımlanmış ve bu grup uzun vadeli yatırımcılar ve kripto yatırımı yapmayan kişilerle karşılaştırılmıştır. Çalışmada, Kısa Semptom Envanteri ve Algılanan Stres Ölçeği kullanılmıştır. Çalışmaya, yaşları 19 ile 66 arasında değişen, 45 kadın ve 324 erkek olmak üzere toplamda 369 katılımcı katılmıştır. Sonuçlar, katılımcıların %43.6'sının (161 kişi) kripto para ticareti yaptığını, %56.4'ünün (208 kişi) ise borsada işlem yaptığını göstermiştir. Ayrıca, katılımcıların %42.8'inin (158 kişi) kendilerini kısa vadeli yatırımcılar olarak tanımladığı, %57,2'sinin (211 kişi) ise uzun vadeli yatırımcı olarak tanımlandığı belirlenmiştir. Çalışmanın bulguları, katılımcıların %27.9'unun daha yüksek semptom düzeyleri sergilediğini göstermiştir. Semptomatik grup ile daha az semptomatik grup arasında algılanan stres, kısa semptom envanteri ve sorunlu kripto para ölçeği ortalamaları karşılaştırıldığında, semptomatik grupta bahsedilen ölçeklerde anlamlı derecede daha yüksek ortalama puanlar olduğu gözlemlenmiştir. Bu grupları potansiyel olarak farklılaştıran faktörleri keşfederken, risk tutumu, genç yaş ve kısa vadeli yatırım hedefinin anlamlı risk faktörleri olduğu bulunmuştur. Kısa vadeli yatırımla uğraşan bireylerin, uzun vadeli yatırımcılara kıyasla anlamlı derecede daha yüksek düzeyde psikolojik semptomlara sahip olduğu bulunmuştur.
  • Item
    Evlilikte çatışma çözüm stilleri benzerlik ve farklılıklarının bireyin psikolojik sağlığı üzerine etkisi
    (Antalya Bilim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Gettioğlu, Gözde; Tezer Yörük, Nihan
    Bu araştırmanın amacı evlilikte kullanılan çatışma çözüm stillerinin (olumlu, olumsuz, boyun eğme, geri çekilme) bireylerin anksiyete ve psikolojik sağlık düzeyleri üzerindeki etkisinin incelenmesidir. Bu doğrultuda çatışma çözüm stillerinin psikolojik bozukluk (anksiyete, depresyon, olumsuz benlik, somatizasyon, hostilite) belirti düzeyini ve anksiyeteyi ne derece yordadığı araştırılmıştır. Araştırma örneklemi 18-65 yaş aralığındaki evli bireylerden oluşmaktadır. Veri toplama aracı olarak Sosyodemografik Bilgi Formu, Çatışma Çözüm Stilleri Ölçeği (ÇÇSÖ), Kısa Semptom Envanteri (KSE) ve Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ) kullanılmıştır. Araştırma verileri Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA), Bağımsız Örneklem T- Testi, Pearson Korelasyon Analizi ve Hiyerarşik Regresyon Analizi üzerinden incelenmiştir. Yapılan analizler sonucunda, psikolojik bozukluk belirti ve anksiyete düzeyinin olumsuz çatışma çözüm stili ile pozitif yönde ilişkili olduğu gözlemlenmiştir. Buna ek olarak, psikolojik bozukluk belirti düzeyinin cinsiyet, yaş, evlilik süresi ile; anksiyete düzeyinin cinsiyet ve yaş sosyodemografik değişkenleri ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Yapılan hiyerarşik regresyon analizi sonucunda erkeklerin psikolojik belirti düzeyini kendisinin kullandığı olumsuz ve geri çekilme çatışma çözüm stillerinin, kadının psikolojik belirti düzeyini ise kendisinin kullandığı olumlu, olumsuz, boyun eğme ve geri çekilme çatışma çözüm stillerinin ve eşinin kullandığı olumsuz çatışma çözüm stilinin yordadığı ortaya çıkmıştır. Eşlerin kullandığı çatışma çözüm stilleri benzerliğinin psikolojik belirti düzeyine etkisi incelendiğinde ise, erkeklerde geri çekilme çatışma çözüm stili benzerliğinin hostilite, kadınlarda olumsuz çatışma çözüm stili benzerliğinin hostilite düzeyini ve geri çekilme çatışma çözüm stili benzerliğinin kadının anksiyete düzeyini yordadığı bulunmuştur. Çalışmanın bulguları ilgili literatür ışığında tartışılmış olup araştırmanın literatüre sağladığı katkılar, sınırlılıklar ve gelecek çalışmalar için öneriler belirtilmiştir.
  • Item
    Genç erişkinlerde fiziksel egzersizin psikolojik iyi oluş üzerindeki etkisi
    (Antalya Bilim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Mutlu, Şeyma Beyza; Avcil, Cumhur
    Araştırmanın örneklemini 22-35 yaş arasında genç erişkinlik döneminde olan, İstanbul İlinde Kağıthane semtinde bulunan düzenli egzersiz yapmayan kişilerden 240 kişi olarak kontrol grubununa dahil edilmiştir. Bununla birlikte, deney grubu ise 22-35 yaş aralığında, İstanbul İli Kağıthane Semtinde bulunan Mat Spor Salonundan ve en az haftanın 3 günü düzenli egzersiz yapan kişilerin oluşturduğu 166 kişiden oluşmaktadır. Çalışmanın ölçme aracı olarak, Genç Erişkinler için Uluslararası Fiziksel Aktivite Değerlendirme Anketi Kısa Formu (IPAQ Short Form), Kısa Sempton Envanteri (KSE), Warwick-Edinburgh Mental İyi Oluş Ölçeği (WEMWBS) ve araştırmacı tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu kullanılmış, gönüllülük esasına dayanarak çalışmaya katılım sağlayanlara uygulanmıştır. Elde edilen veriler, nicel araştırma tekniği aracılığıyla, parametrik testler analizi ile incelenmiş Fiziksel Egzersizin genç erişkinlerin Psikolojik İyi Oluş düzeylerini yordadığı bulunmuştur. Ayrıca fiziksel aktivitelere düzenli katılımın ve herhangi bir işte çalışma durumunun da psikolojik iyi oluş düzeylerini yordadığı sonucuna ulaşılmıştır.
  • Item
    Özel eğitim desteği alan özel gereksinimli bireylerin ebeveynlerinde psikolojik belirtilerin taranması
    (Antalya Bilim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Önkol, Hatice; Avcil, Cumhur
    Bu araştırmada özel gereksinimli bireylerin ebeveynlerinde psikolojik belirtilerinin ne düzeyde olduğu incelenmiştir. Çalışmanın örneklemi özel gereksinimli çocukların ebeveynleri ile normal gelişim gösteren çocukların ebeveynlerinden oluşmuştur. 289 katılımcı araştırmada yer almıştır. Araştırma, Antalya’da yaşayan özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde eğitim almakta olan bireylerin ebeveynleri ve Antalya’da yaşayan normal gelişim gösteren bireylerin ebeveynleri ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veriler Demografik Bilgi Formu, Beck Anksiyete Ölçeği, Beck Depresyon Ölçeği ve Belirti Tarama Listesi (SCL-90-R) ile elde edilmiştir. Araştırmada elde edilen verilerin analizi SPSS 22.0 programı ile yapılmıştır. Araştırmada Bağımsız Örneklem Mann-Whitney U Testi, ebeveynlerin eğitim, yaş, çalışma durumları, gelir düzeyleri ikiden fazla karşılaştırma gerektirdiği için Kruskal Wallis Test istatistiği kullanılmıştır. Araştırmada kullanılan ölçeklerden alınan puanların analizine göre özel gereksinimli çocuğa sahip olmanın ebeveynlerin anksiyete düzeyi üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığı ancak, özel gereksinimli çocuğa sahip olmanın ebeveynlerin belirti tarama listesi (SCL-90-R) puanları ve depresyon düzeyinin anlamlı bir şekilde daha yüksek olduğunu göstermektedir.
  • Item
    Fibromiyalji tanısı alan hastalarda sanal gerçeklik ile uygulanan dikkat odağı değiştirme tekniğinin yaşam kalitesi ve uyku üzerine etkileri
    (Antalya Bilim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Genç, Tuba Şule; Avcil, Cumhur
    Bu çalışmanın amacı, fibromiyalji (FM) tanısı almış hastalarda sanal gerçeklik gözlüğü ile uygulanan dikkat odağı değiştirme tekniğinin bu hastaların yaşam kalitesi ve uyku değişkenleri üzerindeki etkisini değerlendirmek ve karşılaştırmaktır. Araştırmanın örneklemini Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Algoloji Kliniğine tedavi için gelen ve çalışmaya katılmayı kabul eden 18 yaş üstü kadın FM’li bireyler oluşturmuştur. Aydınlatılmış onamları alınan olgular başvurma sıralarına göre deney ve kontrol olmak üzere 2 gruba ayrılmıştır. Ardından hastalarda fibromiyajli sendromunun (FMS) genel etkisini ölçmek için yeniden düzenlenmiş FM Etki Anketi (YFEA), ruhsal belirtileri yakalamak için Kısa Semptom Envanteri (KSE), yaşam kalitesini değerlendirmek için SF-36, uyku kalitesini değerlendirmek için Pittsburg Uyku Kalite İndeksi (PUKİ) kullanılmıştır. Kontrol grubundaki hastalara tek seans hasta eğitimi ve bununla ilgili yazılı materyal verilmiştir. Deney grubundaki hastalara ise sanal gerçeklik gözlüğü takılarak 3 seans dikkat odağı değiştirme egzersizi uygulanmıştır. Sanal gerçeklik platformu olarak Amelia platformunun “Imagery for relaxation” modülü kullanılmıştır. Program sonunda her hasta için ölçekler tekrar uygulanmış ve değerler kaydedilmiştir. Deney grubundaki hastalara ek olarak 4 soruluk Sanal Gerçeklik Memnuniyet anketi uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre sanal gerçeklik teknolojisinin FM gibi karmaşık bir durumun tedavisine yardımcı olup, olmayacağı ile hastalar tarafından yararlı ve iyi kabul edilip edilemeyeceğini keşfetmek amaçlanmıştır. Çalışmada elde edilen bulgular neticesinde, FMS’li hastalara SG ile uygulanan dikkat odağı değiştirme tekniğinin uyku kalitesinin arttırılması ve genel yaşam kalitesinin yükseltilmesinde kontrol grubuna uygulanan hasta eğitimine oranla anlamlı derecede etkili olmadığı bulunmuştur.