Temsil aracı olarak bir mobil uygulama prototipinin iç mekanda anlam oluşumuna etkisi
Abstract
Yapısı ve amaçları gereği odak noktası insan olan içmimarlık disiplininde tasarım süreci mekanın fiziksel üretiminden önce özdeksel ve tinsel yönlerinin üretimi ile başlamaktadır. İçmimar tarafından yapılan bu üretim, genellikle bilgisayar destekli tasarım yazılımları ile üretilen görsel, işitsel ve dokunsal yönleri bulunan ve temel amacı içmimar-mekan-kullanıcı arasında anlam ve dil birliği kurmak olan mekan temsil araçlarıyla sunulmaktadır. Günümüzde kullanılan temsil araçları, gelenekselleşen bir yöntemle dijital ekranlar vasıtasıyla ve bir dizi görselin ardı ardına gösterilmesi şeklinde kullanılarak kullanıcının mekanı anlaması ve tasarıma dair kararları bu araçlar üzerinden alması beklenmektedir. Bu durum kullanıcının mekan ile kurduğu anlamsal ilişkilerde ve dolayısıyla seçim yapmasında zorluklar yaratmaktadır. Bu çalışmanın amacı mekanın tasarım süreci esnasında kullanıcının mekanı anlama ve karar verme sürecini kolaylaştıracak farklı bir yaklaşım geliştirmektir. Bu doğrultuda; özellikle sayısal temsil araçlarıyla oluşturulan mekan temsillerinin içmimardan kullanıcıya aktarılmasını ve kullanıcının seçim yapma eylemleri ile bu eylemlerin mekânsal yansımalarını görmesini kolaylaştıracak bir mobil uygulama prototipi geliştirilmiştir. ISO 9241-11 Kullanılabilirlik Ölçütleri kullanılarak ve önceden kullanılabilirlik testleri uygulanarak geliştirilen bu prototip, çalışma kapsamında yapılan bir pilot uygulamada kullanılmıştır. Bu uygulama kapsamında gerçek bir içmimari projenin tasarım aşamasında gerçek bir kullanıcı, aynı proje çıktılarını önce bahsedilen geleneksel yaklaşımla sonra da geliştirilen mobil uygulama prototipi vasıtasıyla deneyimlemiştir. Bu deneyim sonrasında kullanıcıyla yarı yapılandırılmış görüşme yapılmış ve sonucunda elde edilen veriler içerik analizi ile çözümlenerek çalışmanın bulguları ortaya çıkmıştır. Elde edilen bulgular neticesinde; geliştirilen mobil uygulamanın eksikleri giderilmesi ve herkesin kullanımına açılması halinde gelecekte içmimar-mekan-kullanıcı arasındaki anlam kayıplarının azalarak kullanıcının istek ve gereksinimlerini daha fazla karşılayabilen mekanların üretilmesine katkıda bulunacağı düşünülmektedir. In the field of interior design, which focuses on humans and their needs, the design process starts by conceptualizing and creating the fundamental and abstract elements of a space, even before its physical construction. The interior designers typically present this production using representation tools that include visual, auditory, and tactile dimensions generated with computer-aided design software. These tools have the primary function of establishing semantic coherence and linguistic harmony between the interior designer, the interior, and its users. Current representation tools are frequently utilized on electronic displays, presenting a sequence of images in order to help users understand the organization and make design choices using such devices. Nevertheless, this method presents difficulties for users in forming meaningful connections with the interior, which in turn impacts their ability to make decisions.
The aim of this study is to propose an alternative method that enhances users' comprehension of the designed space and their ability to make informed choices during the design phase. Hence, a mobile application prototype has been created to simplify the transmission of spatial representations, primarily made using digital representation tools, from the interior designer to the user. The purpose of this prototype is to allow users to understand their actions and choices within a spatial framework. This prototype was created using ISO 9241-11 Usability Criteria and was tested for usability before being used in a pilot application as part of this study. A real user designing an interior design project used both the conventional approach and the mobile application prototype to get the same outcomes.
Following to this experience, a semi-structured interview was carried out with the user, and the data collected were subjected to content analysis, which unveiled the study's findings. Based on the findings, improving the mobile app and making it universally accessible may help to preserve meaning between interior designer, interior and user. Consequently, this could result in the creation of interiors that more effectively fulfill the preferences and requirements of users.