Sosyal medya yayınlarında içeriğin çıkarılmaması ve/veya engellenmemesi suçu
Abstract
5651 S.K’nun 8. maddesinin 10. fıkrasında bu madde kapsamında koruma tedbiri olarak karar verilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının yerine getirilmemesi hali suç olarak düzenlenmiştir. Madde metni “Koruma tedbiri olarak verilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının gereğini yerine getirmeyen içerik, yer veya erişim sağlayıcılarının sorumluları, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, beş yüz günden üç bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır” şeklindedir. Bu suçun yaptırımı önceden “altı aydan iki yıla kadar hapis cezası” iken 6518 sayılı Kanunun 92. maddesiyle mevcut şekline çevrilmiştir. Ayrıca madde metninin ilk halinde suçun hareket unsuru “erişimin engellenmesi kararının gereğini yerine getirmeyen” şeklindeyken7253 sayılı Kanunun 4. maddesiyle“içeriğin çıkarılması ve/veya
erişimin engellenmesi kararının gereğini yerine getirmeyen içerik,” şekline getirilmiştir.
Günlük yaşantımızın neredeyse tamamının internete taşındığı ve özel hayat bilgileri ile kişisel verilerin internet ortamında elden ele dolaştığı, saniyeler içinde milyonlarca kişiye ulaşabildiği dikkate alındığında çok hızlı bir şekilde içeriğin yayından çıkarılması ya da içeriğe erişimin engellenmesi son derece önemlidir.
İnternet ortamındaki erişimin hususu 5651 S.K’da özel olarak düzenlendiği için, çalışma konusuna ilişkin temel kavramlar (sosyal medya, erişim, içerik, erişimin engellenmesi ve içeriğin yayından çıkarılması, erişim sağlayıcı, içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı) açıklanırken bu kanunda yer alan tanımlar esas alınmıştır. Ayrıca koruma tedbiri kavramı da ceza
muhakemesi hukuku bağlamında değerlendirilmiştir.
Bu suçla korunan hukuki değerin madde kapsamında katalog suç şeklinde sayılan suçlarla korunan değerler olduğu düşünülmektedir.
İnceleme konusu suçta ilgili sorumlunun içeriği yayından çıkartması ya da erişimi engellemesi gerekirken bunu yapmamak suretiyle, yani ihmali davranışta bulunmak suretiyle işlemesi nedeniyle, bu suçun ihmali suç olduğunu söyleyebiliriz.
Madde metninde “…kararının gereğini yerine getirmeyen içerik, yer veya erişim sağlayıcılarının sorumluları” yazılı olduğundan bu suç özgü suçtur. Diğer bir deyişle, failin mutlaka içeriği yayından kaldırmakla ve/veya erişimi engellemekten sorumlu kişi olması
gerekmektedir. Bu kişinin kamu görevlisi olması gerekmemektedir.
Suç mağdur bakımından özellik taşımamaktadır.
İnceleme konusu suçta içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı suçun konusunu oluşturmaktadır.
Bu suçta suçun herhangi bir nitelikli hali bulunmamaktadır.
İnceleme konusu suç kaleme alınırken failin özel bir saikle hareket etmesi aranmamıştır.
Bu nedenle bu suç manevi unsur bakımından bir özellik içermemektedir. Diğer bir deyişle, suçun genel kastla; yani bilerek ve istenerek işlenmesi gerekmektedir. Genel kastla işlenebilen suçlar kural olarak olası kastla da işlenebileceğinden bu suçun olası kastla da işlenmesinin mümkün olduğunu düşünmekteyiz.
İhmali suç olduğundan teşebbüse elverişli değildir.
İştirak bakımındansa bir özellik taşımamaktadır. Her türlü iştirak mümkündür.
İçtima bakımından ise, madde metninde özel içtima hali yaratılarak “fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde” yazıldığından, içeriğin çıkartılmaması ve/veya erişimin engellenmemesi halinde failin eylemi başkaca bir suç oluşturuyorsa ve o suçun cezası inceleme konumuz olan suçun cezasından daha ağır ise artık oradaki suç faile tatbik edilerek cezası da ona göre belirlenecektir.
İnceleme konusu suçun takibi şikâyete bağlı değildir; re'sen takibi gerekir.
Bu suç hakkında yargılama yapmakla görevli mahkeme, 5235 S.K’nın 11. maddesi gereği asliye ceza mahkemesidir.