Amerikan belgelerinde Türkiye’nin iç politikası: Ecevit ve Demirel hükümetleri dönemi (1974-1980)
Özet
The period between 1973 general elections and 12 September (1980) military coup witnessed a political rivalry between the leader of the Republican People’s Party (RPP) Bülent Ecevit, who as the forerunner of the Left of the Center ideology was unable to form a single party government due to the lack of parliamentary majority after the elections, and the leader of right-wing Justice Party (JP) Süleyman Demirel. In this period, the power pendulum oscillated between the two leaders who formed successive, but short-lived goverments. Their unstable governments were not able to solve Turkey’s political, economic and social problems, that ended up with the military intervention in 1980. Despite the existing literature on opium issue and Cyprus crisis and their reflections on Turkish-American relations, studies on the American approach to Turkey’s domestic problems do not exist, so this study aims to fill this gap in the literature. The findings in this study are important to understand the policy of the USA toward Turkey’s domestic politics. First of all, the USA approached the two leaders rationally and in the light of its national interests. More importantly, the USA was expecting a military intervention in Turkey especially after the Khoumeini Revolution in Iran in 1979 that jeopardized its interests in the Gulf because there was no room for the USA to lose Turkey similar to Iran. In this context, American officials followed the military leaders closely in order to develop their relations in case of a military intervention. 1973 seçimlerinden 12 Eylül darbesine kadar geçen süreç Ortanın Solu sloganıyla seçimlerden birinci parti olarak çıkan ancak tek başına hükümet kurabilecek meclis çoğunluğuna sahip olmayan Ecevit’in Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile Demirel’in Adalet Partisi (AP) arasında kıyasıya bir mücadele ve birbirini yıpratma çabasıyla geçmiştir. Bu süreçte hükümet ardarda iki lider arasında el değiştirmiş ve ortaya çıkan siyasal istikrarsızlık Türkiye’nin özellikle ekonomik ve sosyal alanlarda tıkanmasına ve 12 Eylül darbesine giden yolun açılmasına neden olmuştur. Türk-Amerikan ilişkileri kapsamında literatürde bu dönemde yaşanan haşhaş ve Kıbrıs sorunlarıyla ilgili pek çok çalışma olmasına rağmen Türkiye’de 1974-1980 yılları arasında yaşanan iç gelişmeler ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) bu gelişmelere bakışı hakkında bir çalışma yapılmamış olması bu çalışmanın odak noktasını oluşturmaktadır. Bahsedilen süreçte ABD’nin Türkiye’deki iç gelişmeler hakkındaki tutumu, Ecevit ve Demirel hükümetleri dönemi olarak iki ayrı bölümde, birincil ve ikincil kaynaklar ışığında incelenmiştir. Bu çalışmada elde edilen en önemli bulgulardan ilki ABD’nin Ecevit ve Demirel’i oldukça rasyonel bir şekilde değerlendirdiği ve her iki liderin politikalarına karşı kendi çıkarları doğrultusunda pozisyon aldığıdır. Çalışmada elde edilen bir diğer bulgu ise ABD’nin özellikle 1979 yılında İran’da meydana gelen Humeyni devriminden sonra İran’la ilişkilerinin bozulmasıyla aynı durumun Türkiye’de de meydana gelebileceği konusunda endişelerinin artmış olduğu ve politikacılardan ümidini kesen ABD’nin askeri müdahale beklentisinin raporlarda daha fazla yer işgal ettiğidir. Bu bağlamda ABD’nin Türk ordusunun üst düzey komuta kademesini daha yakından takip etmesi ve bu komutanlarla ilişkilerini çeşitli kanallardan geliştirmeye çalışması da oldukça dikkat çekici bir noktadır.